Gerikalan nedir? (Bir nevi manifesto)

---

Finans dışarıdan bakanlara olduğu kadar içinde olanlara da bazen çok sıkıcı gelen bir dünya. Çok da haksız görmüyorum insanları; bir doktor yaşam kurtarır, bir mühendis bir şeyler üretirken finans sektörü sık sık paradan para kazanan, tefeci diye yaftalanan, dini öğretilerin de zaman zaman çok sıcak görmediği bir alandır. 

İyi de finans nedir? Ekonomi deyince akşam haber bültenlerindeki 20 saniyelik sürede dolar, faiz, borsa üçgenine sıkışan, araya yaşam pahalılığı görüntüleri serpiştirilen bir anlayış varken finans deyince ne anlamalıyız?

Çok şey… Finans var, finans var. Bunca yıldır aynı sektörde olmamıza rağmen hala ne iş yaptığını çözemediğim bir sürü arkadaşım var benim mesela. Dijital para ve ödeme sistemleri de finansı bambaşka bir seviyeye taşıyorlar. Gözümüzün önünde bir devrim oluyor. 

Buna rağmen hala "finans sıkıcı" diyenler için “gerikalan.com” finansın işte o ezbere, tekdüze, sıkıcı, anlaşılmaz terimlerle dolu dünyasından geri kalan şeyleri anlatıyor. 

Buraya nasıl geldik peki?

2013 yılında Garanti Yatırım'da kendi ekibimi kurduğum dönemde, arkadaşlar benim üzerimdeki yükü tamamen almış, ben de bayağı bir rahatlamıştım. Yalnız bir süre sonra aslında pek bir şey yapmamaya başlamış, çok geçmeden birilerinin “bu adama niye para veriyoruz” diye sormaya başlayacağından endişelenmiştim. Bir süredir aklımda olan günlük bir not yazma, ama formatını, içeriğini olabildiğince eğlenceli tutma fikrini hayata geçirmek istedim. 

İlk olarak "Pusula" adı altında günlük, sonrasında ise "Paranın Rengi" adı ile haftalık notlar yazmaya başladım. Burada amacım finansın eğlenceli, komik, bazen duygusal tarafları da oldugunu göstermekti. Aslına bakarsanız bu notları önce kendim için yazıyordum, ama bir sure sonra notlar öyle bir tutuldu ki, hiç beklemediğim sektörlerden, yolda karşılaşsam ceketimin önünü ilikleyip hürmetle selam vereceğim insanlardan mesajlar, yorumlar almaya başladım. İşimizi ciddiye almayı halk olarak seviyorduk, burası gayet açıktı, ama azıcık eğlenmeye, sabaha biraz pozitif enerji ile başlamaya da kimsenin itirazı yoktu gördüğüm kadarıyla. 

Amacıma ulaştığımı düşünüp mutlu oluyordum. Hatta piyasadan bazı arkadaşların da tarzlarını değiştirdiklerini görüp daha da seviniyordum.

Elbette Sayın Axl Rose'un dediği gibi hiç bir şey sonsuza kadar sürmez, soğuk Kasım yağmuru bile... 

Bir zaman sonra piyasalarımızda mantıksız şeyler olmaya başlayınca, bırakın yorum yapmayı, her şey normalmiş gibi davranmak, eğlenceli şeyler yazmaya devam etmek içimden gelmedi. Önce notların frekansını azalttım, sonra tamamen kestim. 

Elim zaman zaman çok kaşındı. Yazmayı seviyorum sonuçta, hikayem de daha bitmemişti üstelik. Eski “müşterilerimden” sürekli “ne zaman yazacaksın” sorusu gelmeye devam ediyordu. Ondan ötesi, ben zaten yazmak için fırsat kolluyordum.  Acaba o zamanlar geliyor mu derken bambaşka bir şey oldu ve kariyerime Londra’da devam etme fırsatı çıktı karşıma! Yeni ülke, yeni ofis, yeni düzen derken yazmayı zorunlu olarak bir süreliğine daha rafa kaldırmak zorunda kaldım. 

Hayat karşınıza ne zaman, nerede sürprizler çıkaracak bilemiyorsunuz. Tek yapabileceğiniz her şey şu anki düzeninde devam edecek diye varsayıp planlar yapmak. İşte bu site de hayat karşıma yeniden köklü bir değişim çıkarmadığı sürece mevcut planlarıma sadık kalacağım yer.

Geldiğimiz noktada, artık yazılarım illa piyasa ile ilgili olmayacak. Bu yüzden dikkatimi çeken, ya da dikkat çekmek istediğim konularda yazacağım (elbette bunlar çoğunlukla finans üzerine olacaktır kendimi gecen 50 yılda az biraz tanıdıysam. Gerçi hala bunun üzerinde calışıyorum).   

Belli bir zamanlaması olmayacak bu yazıları okumanın en kolay yanı siteye üye olmanız. Umarım ayırdığınız vaktinize değer.  

Sevgiler 

Tufan Cömert